Yapılan yeni bir araştırma uykudan mahrum kalmanın yeni beyin hücrelerinin oluşumunu engellediğini ortaya koyuyor.
Princeton Üniversitesi'nden Dr. Elizabeth Gould ve araştırma grubunun fareler üzerinde yaptığı bu araştırma uykusuzluğun beyinde bellek oluşumundan sorumlu hipokampüs bölgesini etkilediğini ortaya koyuyor. Bu etkininse bir stres hormonundan dolayı gözlemlendiği belirtiliyor.
----
Uykusuzluk, bellek oluşumundan sorumlu hipokampüs beyin bölgesindeki yeni sinir hücresi oluşumunu yavaşlatıyor.
Araştırma grubunun çalışması 72 saat boyunca uykusuz bırakılan farelerle böyle bir etkiye maruz bırakılmayan farelerin birbirleriyle karşılaştırılmalarına dayanıyor. Uykusuz bırakılan farelerin kortikosteron adı verilen stres hormonu seviyeleri normal gruba göre yükseliyor. Bunun yanı sıra, beyinlerinin hipokampüs bölgesinde yeni hücre yapımı da yavaşlıyor. Stres hormonuyla yeni beyin hücreleri yapımı arasındaki ilişkiyi araştıran araştırmacılar, kortikosteron seviyesi normal düzeyde sabit tutulduğunda beyindeki hücre oluşumunun devam ettiğini gözlemliyor. Diğer bir deyişle araştırmanın sonucunda uykusuzluk dolayısıyla yüksek seviyelere tırmanan stres hormonunun yeni bellek oluşumu için gerekli olan beyin hücresi yapımını engellediği bulunuyor. Uykudan mahrum bırakılan fareler bir hafta içinde normal uyku düzenlerini yakalayabilseler de, sinir hücresi oluşumu normal seyrine ancak iki haftadan sonra ulaşabiliyor.
Bugün, yetişkin beyninde gözlemlenen sinir hücresi yenilenmelerinin altında yatan neden tam olarak bilinemese de Dr. Gould ve grubu, uzun süre uykusuzluk sonrasında bilişsel işlevlerde oluşan sorunların bu yenilenmenin yavaşlamasından kaynaklanabileceğini iddia ediyor. Konsantrasyon bozukluklarıysa bu etkilerden biri olarak örnek veriliyor.
Alanda uzman olan ve araştırmanın sonuçlarını yorumlayan Dr. Neil Stanley, araştırmanın ortaya koyduğu bu sonuçların doğrudan doğruya insanlar için geçerli olup olmadığına dair ek çalışmaların yapılması gerektiğini çünkü hiçbir kişinin çok zorunlu kalmadıkça 72 saat uyumadan geçiremeyeceğini belirtiyor. Ancak her gece uyuması gereken miktardan biraz daha az uyutulan denekler üzerinde de aynı etki gözlemlenirse çalışmanın çıkarımlarının ilginç olabileceğini ekliyor.