Oruç, fecir (imsak) vaktinden günesin batimina kadar geçen süre içinde yeme, içme ve cinsel arzulardan uzak durmaktir. Akilli ve bulug çagina ermis bütün Müslümanlara Ramazan ayi içinde oruç tutmak farzdir. Hastalar, yolcular ve aybasi halindeki kadinlar sagliga kavustuktan veya eve geri döndükten sonra tutamadiklari oruçlarini kaza ederler. Oruç tutmak için en azindan kalp ile niyet edilmesi gerekir. (Ayrica dil ile söylemek sünnettir.) Bir insanin Ramazan orucu için sahur yemegine kalkmasi da bir nevi niyet anlami tasir. Kaza, kefaret ve adak oruçlari için ise mutlaka hem niyet etmeli, hem de hangi tür oruç tutulmak istendigi belirtilmelidir.
Oruç tutmaya gücü yetmeyen yaslilar, tutamadiklari her gün için fakirlere (fitre miktarinca) fidye verirler. Buna maddi gücü yetmeyen fakir yaslilar ise tövbe edip affedilmelerini dilerler. Oruç borcu ile ölenlerin yakinlari, eger ölünün vasiyeti varsa, kalan maldan onun adina fidye vermek zorundadir. Eger ölünün böyle bir vasiyet yoksa, yakinlari fidye verip vermemekte serbesttir. Ölü adina kaza orucu tutmak dogru olmaz.